-
6306 Sayılı Kanun Kapsamında Riskli Yapı Malikleri Tarafından Üçüncü Kişilere Yapılan İlk Satış İşlemlerine İlişkin Olarak Malik Adına Tahakkuk Eden Tapu Harcının İstisna Hükümleri Kapsamında Değerlendirilmesi Mümkün Değildir
-
Tarih: 07.03.2024
Vergilendirme alanında muafiyet ve istisna hükümlerinin yorum yoluyla genişletilmesi veya daraltılması Anayasa ile güvence altına alınan verginin yasallığı ilkesine aykırı düşeceğinden Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca değişiklik sonrası dönemler için riskli yapı malikleri tarafından üçüncü kişilere yapılan ilk satış işlemlerine ilişkin olarak malik adına tahakkuk eden tapu harcı istisna hükümleri kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.
-
-
Asıl Muhattap Olan Yasal Temsilci İşyerinde Bulunamaz İse İkamet Adresine Yapılan Tebligat Usulsüzdür
-
Tarih: 05.03.2024
Dava, davacı adına, asıl borçlu … Pazarlama Turizm İnşaat Nakliye Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nden alınamayan 2009 yılının muhtelif dönemlerine ait katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, özel usulsüzlük cezası ve gecikme faizinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ile … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir. tüzel kişilerde asıl muhatap, yasal temsilcilerdir. Bu temsilciler mutad iş saatlerinde "işyerinde" bulunamadıkları veya tebligatı bizzat alamayacak durumda oldukları takdirde "orada hazır bulunan" "memur veya müstahdemlere" tebliğ yapılması, bu şekilde işyerinde tebligat mümkün olmaması halinde ilan yoluyla tebliğ yoluna gidilmesi gerekmektedir. Bu durumda, kamu alacağı için asıl borçlu adına düzenlenen ödeme emrinin, şirket yetkilisinin ikamet adresinde tebliğ edilmesinin 213 sayılı Kanun'un 94. maddesindeki usule aykırı düştüğü dikkate alındığında, şirket hakkındaki takibin usulüne uygun tamamlandığından bahsedilemeyeceğinden Vergi Mahkemesi kararının, yazılı gerekçeyle ödeme emrinin değinilen kısımları yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına davacı tarafından yöneltilen istinaf başvurusunun reddinde hukuka uyarlık görülmemiştir. -
-
Yurt Dışından Sağlanan Krediler İçin Düzenlenen Kağıtlar Damga Vergisi Ve Harçtan Muaftır
-
Tarih: 01.03.2024
Yurt dışındaki bankalardan, uluslararası kurumlardan ve yurt dışı kredi kuruluşlarından sağlanan kredilerin temini ve geri ödenmesi amacıyla düzenlenecek kağıtlar ile bu kağıtlar üzerine konulacak şerhler ve teminatların damga vergisi ve harçtan müstesnadır.
-
-
Zamanaşımı Dolmadan Önce Yapılan Cüz'i Tutarda Ödemeler Mükellef Tarafından Yapıldığı Kabul Edilmediğinden Zamanaşımı Süresini Kesmez
-
Tarih: 28.02.2024
Zamanaşımı süresinin dolmasından önce yapılan cüz'i tutardaki ödemelerin mükellefler tarafından yapıldığının kabulünün ticari icaplara uygun düşmediği, söz konusu ödeme nedeniyle tahsil zamanaşımı süresinin kesildiğinden bahsedilmesine olanak bulunmadığı hakkında.
-
-
Mirasın Hükmen Reddi Davası Kesinleşmeden Mirasçı Sıfatıyla Ödeme Emri Düzenlenemez
-
Tarih: 28.02.2024
Davacı adına mirasçı sıfatıyla düzenlenen 07.02.2013 tarihli ve 1 ila 9 numaralı ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır. Mirasın hükmen reddi talebiyle açılan dava sonuçlanıp karar kesinleşmeden davacı adına mirasçı sıfatıyla ödeme emri düzenlenemeyeceği hakkındadır. Olayda davacı Medeni Kanun'da öngörülen süreler içinde terekenin resmi defterinin tutulması talebiyle Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde dava açmış ayrıca mirasın hükmen reddine karar verilmesi talebiyle yargı mercilerine başvurusunu yapmıştır. Bu durumda, mirasın reddine ilişkin hukuki süreç tamamlanmadan davacının mirasçı sıfatıyla ölenin vergi borçları nedeniyle takibine başlanmasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
-
-
Sahte Fatura Düzenleme Suçu Aynı Takvim Yılı İçerisinde Farklı Zamanlarda İşlenirse Zincirleme Sahte Fatura Suçu Oluşur
-
Tarih: 27.02.2024
Sahte fatura kullanma suçunda her takvim yılında işlenen suçların birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, ancak aynı takvim yılı içerisinde farklı zamanlarda kullanılan sahte fatura eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme sahte fatura kullanma suçunu oluşturacağı cihetle, her takvim yılındaki eylemlerin ayrı ayrı zincirleme biçimde işlenmiş suçları oluşturacağı gözetilmeden, hangi takvim yılından hüküm kurulduğu da belirtilmeksizin yazılı şekilde tek hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayini yasaya aykırıdır.
-
-
KDV Açısından Verginin Doğması İçin Vekalet Ücretinin Miktarı ve Tahsil Edilmesine Bakılmaksızın Sadece Avukatlık Hizmetinin Varlığı Yeterlidir
-
Tarih: 26.02.2024
Avukatlık sözleşmesine dayanarak tahsil edilen tutarların çoğunluğunun asgari ücret tarifesinde belirlenen sınırların altında olduğu ve eksik katma değer vergisi hesaplandığı belirtilmiştir. 2012 yılında tamamlanan tüm dava dosyaları için avukatlık hizmetinin sunulduğu ifade edilmiştir. Vekalet ücretinin tahsil edilip edilmemesine bakılmaksızın, 2012'de sunulan avukatlık hizmetinin KDV açısından vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi için yeterli olduğu belirtilmiştir. Seğmenler Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün sunulan CD'yi inceleyerek yeniden değerlendirme yapması gerektiği ifade edilmiştir.
-
-
AYM Vergi Cezalarında Etkin Pişmanlıktan Faydalanmak İçin Dava Açılmaması veya Açılmışsada Feraget Edilmesi Gerektiğine İlişkin Koşulu Kaldırdı
-
Tarih: 26.02.2024
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na 8/4/2022 tarihli ve 7394 sayılı Kanun’un 6. maddesiyle eklenen geçici 34. maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesinin Anayasa’nın 10. ve 36. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talepleridir.
-
-
Somut Delil Olmadan Tacir Kişinin İşlemlerinin Ticari İşlem Sayılması Hukuka Aykırıdır
-
Tarih: 26.02.2024
Tacir kişinin yapmış olduğu bütün işlemler ticari işlem sayılamaz. Tacirin hesabına para aktarılması tek başına mal alım-satım faaliyeti olduğu sonucunu çıkarmaya yeterli olmadığından, işlemlerin mahiyetinin ticari işlem olup olmadığının anlaşılabilmesi için inceleme yapan kişi tarafından somut deliller ve tespitler sunulmalıdır.
-
-
Arsanın Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi İle Müteahite Devredilmesine Karşılık Binada Kat Sahibi Olunması Ticari Kazanç Sayılmaz
-
Tarih: 26.02.2024
Sahip olunan arsanın kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile müteahhite devredilmesi ve buna karşılık inşa edilen binada kat sahibi olunmasının servetin değerlendirilmesi niteliğinde olduğu, bu haliyle davacının devamlılık ve organizasyon içeren şekilde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 37. maddesi kapsamında ticari kazanç elde ettiğini gösteren bir faaliyeti bulunmadığından adına yapılan tarhiyatta hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle Danıştay temyiz isteminin reddine karar vermiştir.
-
-
Avukatın seyahat ve konaklama masrafları iş sahibi(müvekkil) tarafından karşılanmalıdır
-
Tarih: 19.02.2024
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 68'inci maddesindeki mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen ve genel giderler arasında yer almayan, mesai saatleri haricinde avukatın yemek için yaptığı haracamalar gider olarak kabul edilmemekte olup yüksek tutardaki akaryakıt masrafları da yine gider kapsamına girmemektedir. Seyehat ve konaklama masraflarının müvekkil tarafından karşılanması gerekmektedir.
-
-
Kanun Hükmü Anayasa Mahkemesi Tarafından İptal Edilse Bile Yürürlükte Olduğu Dönemde Bu Kanun Hükmüne İstinaden Yapılmış İşlemler Vergi Hatası Kapsamında Değerlendirilemez
-
Tarih: 13.02.2024
Vergilendirme işleminin dayanağı kanun hükmünün Anayasa Mahkemesince iptal edilmesinin, yürürlükte olduğu dönemde bu kanun hükmüne istinaden yapılmış işlemlerin düzeltme ve şikâyet yolu ile vergi hatası kapsamında değerlendirilmesine imkân vermeyeceği hakkında Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu kararıdır.
-
-
Davacının Yaptığı İhbar Nedeniyle Tahakkuk ve Tahsil Edilen Vergilere Göre Kendisine Ödenmesi Gereken İhbar İkramiyesinin Yasal Faiziyle Birlikte Ödenmesi Gerekir
-
Tarih: 09.02.2024
Davacının yaptığı ihbar nedeniyle tahakkuk ve tahsil edilen vergilere göre kendisine ödenmesi gereken ihbar ikramiyesi ile birlikte faiz ödenmesi gerektiği yolundaki yargıda hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte tahsil tarihinde davalı idarenin kusuru bulunmadığı dikkate alındığında, davacıya idareye başvuru tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
-
-
Fazla ve Yersiz Olarak Tahsil Edilen Vergilerin İadesi Tecil Faizi ile Birlikte Yapılır.
-
Tarih: 09.02.2024
Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesinin 6322 sayılı Kanun ile değişik (4) numaralı fıkrası ve bu fıkranın uygulanmasına ilişkin Kanun'un geçici 29. maddesinde yer alan hüküm gözetildiğinde, uyuşmazlık konusu olayda Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesinin 6322 sayılı Kanun ile değişik (4) numaralı fıkrası uyarınca iadesine hükmedilen verginin tecil faiziyle birlikte iadesi gerekmektedir.
-
-
Sanık Hakkındaki İnceleme Konusu Vergi ve Cezaların Miktarı Tespit Edilip Buna Göre Etkin Pişmanlık Uygulanmalıdır
-
Tarih: 09.02.2024
15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7394 sayılı Kanun ile 213 sayılı Kanun'un 359 uncu maddesine eklenen fıkralarla vergi kaçakçılığı suçu için etkin pişmanlık imkânı getirilmiş, 7394 sayılı Kanun’un yayımı tarihinde soruşturma, kovuşturma veya infaz evresinde bulunan dosyalara uygulanmak üzere benzer düzenlemelere de 213 sayılı Kanun'un geçici 34 üncü maddesinde yer verilmiştir.
-
-
Vergi ve Buna Bağlı Alacakların Limited Şirketten Tamamen veya Kısmen Tahsil Edilemezse Kanuni Temsilcinin Sorumluluğuna Gidilir
-
Tarih: 09.02.2024
6183 sayılı Yasa'nın 35 ve mükkerer 35. maddesi hükümleri uyarınca, ortağın ya da kanuni temsilcinin sorumluğuna gidilebilmesi için, borçlu şirket hakkında 6183 sayılı Yasa'nın 54. ve müteakip maddelerine göre cebri takibi yapılması ve takip sonucunda amme alacağının şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilememiş ya da tahsil edilemeyeceğinin anlaşılmış olması gerekir.
-
-
Vergi Hatalarının Düzeltme-Şikayet Hükümlerinin Uygulanması Suretiyle Düzeltilmesi Her Zaman Mümkündür
-
Tarih: 09.02.2024
Bir vergi alacağının vergiyi doğuran olay ile doğup tahsil ile ortadan kalktığı süreçte, ortaya çıkan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 116 ve devamı maddelerinde yazılı vergi hatalarının ayrıksı bir yol olan düzeltme-şikayet hükümlerinin uygulanması suretiyle düzeltilmesi her zaman mümkündür. Yükümlü ya da sorumludan vergi hatasından kaynaklı haksız yere bir verginin tahsil edilmiş olması halinde düzeltme-şikayet hükümleri uygulanarak bu hataların düzeltilmesi suretiyle tahsil edilmiş olan bu verginin iadesinin sağlanabileceği ilgili yasa ve yargısal içtihatlarla kabul edilmiştir.
-
-
Mükellefin Resmi Muahasebecisi Ceza ve Gecikme Faizinden Müştereken ve Müteselsilen Sorumlu Tutulur
-
Tarih: 09.02.2024
Dava, serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı adına, elektronik ortamda beyannamelerini verdiği ... Turizm Organizasyon ve Animasyon Hizmetleri Ticaret Limited Şirketinin 2008 yılının muhtelif dönemlerine ilişkin kurumlar vergisi, katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, gecikme faizinden oluşan borçlarının tahsili amacıyla müştereken ve müteselsilen sorumlu sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …, …, …, … ve … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılmıştır. Olayda, davacının resmi olarak muhasebecisi olduğu mükellefin defterlerinin davacı tarafından değil de bir başkası tarafından fiilen tutulması, şirket yetkilisinin sahte faturalarla ilgili bilgisinin olmadığını beyan etmesine karşılık bu faturaların davacı tarafından, fiilen defterleri tutan kişide olduğunun ifade edilmesi ve faturaların incelemeye ibraz edilmemiş olması hususları birlikte dikkate alındığında, davacının, muhasebe işlemlerini resmi olarak yürüttüğü mükellefle ilgili olarak mesleki özen ve sorumluluğunu göstermediği sonucuna ulaşılmıştır. Davacının, değinilen faturanın yevmiye defterine … tarih ve … madde numarasıyla mükerrer olarak kaydedilmesinden kaynaklanan vergi, ceza ve gecikme faizinden, 213 sayılı Kanun'un mükerrer 227. maddesi uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır
-
-
Amme Alacağının Miktarı Yüksek Olduğu Gerekçesiyle Borçluya İhtiyati Haciz Uygulanamaz
-
Tarih: 09.02.2024
Olayda, vergi incelemesi sonucu düzenlenen raporda davacının kaçtığı, kaçma ihtimali olduğu veya hileli yollara başvurduğuna dair somut bilgi veya belge bulunmadığı belirtilmektedir. İhtiyati haciz kararının gerekçesi olarak amme alacağının miktarının yüksekliği gösterilmiş, ancak bu durumun "borçlunun kaçması veya kaçma ihtimali, mallarını kaçırması ve hileli yollara başvurması" kapsamında değerlendirilerek işlem tesis edilmiştir. İstinaf merci, işlemi teminatın yeterliliği açısından değerlendirmiş ancak davalı idare tarafından ihtiyati haciz uygulamasının dayanağının tam olarak ortaya konulmadığı gerekçesiyle işlemi iptal etmemiştir. Sonuç olarak, hukuki durumun yanlış nitelendirilmesiyle verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
-
-
Suçun Zincirleme Olarak İşlenmesi Zamanaşımı Sürelerinin Hesaplanmasında Nitelikli Hal Olarak Nazara Alınamaz
-
Tarih: 09.02.2024
Dava zamanaşımına ilişkin sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur, aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri de nazara alınır. Buna göre cezanın alt sınırından ayrılınarak hüküm kurulması veya suçun zincirleme olarak işlenmesi suçun nitelikli hali olmadığından zamanaşımı sürelerinin hesaplanmasında nitelikli hal olarak nazara alınamayacak, ancak son suçun işlendiği günden işlemeye başlayacaktır.
-